26 Mart 2016 Cumartesi

Engel mi? Öğrenilmiş Çaresizlik mi?




 
Bugün burada hepimizin karşılaştığı engelleri aşacağız ve bundan daha fazlasına değineceğiz. Ama baştan söyleyeyim hiç bilmediğiniz tamamen yeni fikirler ortaya atmayacağım zaten bildiklerinizi size tekrar hatırlatacağım. Bugünün konusu zihnimizde ki zincirler ya da cam kavanozlar. Neden bu metaforları kullandığımı konuşma ilerledikçe sizde anlayacaksınız. Şimdi önce engel ve öğrenilmiş çaresizliğin ne olduğuna bakalım.






TDK sözlüğünde engel : Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen neden, mani, mahzur, müşkül.Eylemin nesnel, ruhsal ya da toplumsal kısıtlanması.
Yani engel bizi hayatımızı yaşarken yolumuzdan kısa süreliğine alıkoyan her şey. Örnek verecek olursak yaşayabileceğimiz bir şey olsun KPSS’ye çok çalıştık fakat ilk sınavda başarısız olduk. Bu bizim önümüzde bir engeldir. Engelin aşılması mümkündür. İçinde bulunduğun durumu değerlendirir yani strateji ve taktikler dener kendinizi geliştirirseniz eninde sonunda bu engeli aşabilirsiniz.

Bu duruma bir sürü örnek verebilirim içinden hepimizin bildiklerinden birini seçiyorum. Thomas Edison ampulü icat etmeden önce tam 999 kez başarısızlığa uğramış. O bu engellerin herhangi birinde vazgeçebilirdi. Etrafındakiler 999 kez başarısızlığa uğradın hala neden devam ediyorsun dediklerinde o; kendine bir lambanın nasıl icat edilemeyeceğini bulduğunu söyledi. Ve 1000. denemesinde başardı.

Denemekten vazgeçseydi bu başarısızlığı onu ömür boyu bırakmayacaktı.

Öğrenilmiş çaresizlik: Organizmanın göstermiş olduğu tepkilerin sonuca ulaşmaması durumunda, sonucu değiştiremeyeceğine karşı oluşan inançtır.

  • ·         Martin Seligman tarafından 1965 yılında ortaya atılmıştır.(tr.m.wikipedia.org/Öğrenilmiş_çaresizlik)

Birçok kişinin bildiği iki örnekle başlayalım. Bunlar sirk hayvanlarının eğitimleriyle ilgili.

Pirenin eğitimi için bir cam kavanoza kapatılır ve pirelere alttan ısı verilir. Pireler can havliyle kaçışırlar cama çarpıp düşerler bu olay defalarca devam eder ta ki pireler artık kaçmaya çalışmayıncaya kadar. Daha sonra cam kavanoz kaldırılır fakat zihinlerine bir cam kavanoz çoktan yerleşmiştir.

Benzer eğitim fillere uygulanır; fillerin ayaklarına zincirler bağlanır filler bu zincirleri kırıp kurtulmak isterler fakat ayaklarında ki acıyla kalırlar. Sonunda zincirler çıkarılır fakat fillerin zihinlerine çoktan bir zincir yerleşmiştir.

Şimdi sanıyorum ki ilk başta ki metaforlar anlaşılmıştır. Peki gerçek hayatta bu olay nasıl olur?
Bu hepimizin az çok tahmin edebileceği bir cevap. Bunu iki şekilde açıklamaya çalışayım birinci olarak şu durumu düşünün; ilk defa aşık oldunuz fakat sevdiğiniz kişi size yüz vermedi olmadı bir süre bunun acısını çektiniz. Daha sonra tekrar aşık oldunuz yine olmadı ve siz artık denemekten ve hayal kırıklığına uğramaktan korkmaya başladınız. Ve artık asla aşkı bulamayacağınızı düşünmeye başladınız ve bir daha denememeye karar verdiniz. Birde ikinci duruma bakalım, küçüklüğünüzden beri etrafınızda ki herkes sizin aptal ve işe yaramaz olduğunuzu söyledi. Bir süre sonra sizde öyle olduğunuzu düşünmeye başladınız.


İşte bu durum öğrenilmiş çaresizlik olarak adlandırılır. Hepimiz bilinçsiz olarak öğrenilmiş çaresizliğe çanak tutarız. Belki de böyle yapmak ve bütün suçu tek bir yere atmak daha kolaydır. Öğrenilmiş çaresizlik fikirlerin gelişmesine de büyük bir engeldir. Çocukluktan beri engellenen girişimcilik ve başıma icat çıkarmamalar bireyin yaratıcılığını azaltır. Bundan kurtulmak için zihnimizde ki hayali camları aşmalıyız.
·       
          
         

          Araştırmalara göre öğrenilmiş çaresizlikle depresyon arasında da bağlantılar vardır. Çok fazla öğrenilmiş çaresizlik yaşayan insanlarda depresyon görülme riski çok yüksektir.(www.bilgierdemdir.com/2014/10/öğrenilmiş-çaresizlik)

Şimdi sizlere bazılarını tanıdığınız bazılarını ise hiç tanımadığınız örnekler vereceğim. Bu örneklerle başarının her ne kadar “kusursuzluğun ve idealizmin karışımı” gibi görünse de, aslında cesaret ve sabırdan başka bir şey olmadığını göstermeye çalışacağım.





 Michael  Jordan: NBA kariyeri başlamadan önce öğrenim gördüğü kolejin basketbol takımından yeterince yetenekli olmadığı düşünüldüğü için çıkarıldı.
Jordan: “Kariyerim boyunca 9000’den fazla şut kaçırdım ve 300’ü aşkın maç kaybettim. En az 26 kritik anda maçı kazanma görevi bana verildiği halde bunu başaramadım. Özetle diyebiliriz ki kariyerim boyunca sayısız defa başarısız oldum” (www.uplifers.com/ilham-veren-5-başarısızlık-hikayesi/)






 
J.K Rowling: Bundan yıllar önce sancılı bir boşanma sürecinin ardından gelen işsizlik ve parasal sıkıntılar yüzünden intihar eğilimli olacak derecede depresif günler geçiren yazar, Harry potter’la rötarlı bir tren yolculuğunda tanıştığını anlatıyor. Fikri bulduktan sonraki 5 yıl boyunca harıl harıl çalışan Rowling, kitabın yayınlandığı 1997 yılında bir patlama yaptı! Ve hala ingiltere’nin gelmiş geçmiş en çok satan yazarı ünvanına sahip. (www.uplifers.com/ilham-veren-5-başarısızlık-hikayesi/)






 

Stephen King: Stephen’ın ilk romanı neredeyse her basımevinden geri çevrildi ve oda romanını çöpe attı. Karısı ise romanı çöpten alarak ona yeniden başvurması için ısrar etti ve tekrar tekrar yapılan başvurular sonrasında şu an ki başarısını elde etti. (http://ilhancaglar.net/basari.html)









Son bir örnek daha açıkçası benim içlerinde en çok taktir ettiğim kişi budur. Yerinde başka biri olsa öğrenilmiş çaresizlik bataklığında çöküp gideceği bir engeli aşıp önce insanlara karşı kazanan sonrada insanları yanına toplayan biri. Bu kişinin adı Lizzie.



 
Lizzie Velasquez: Tedx konuşmacısı. Çok nadir görülen bir hastalığı var. 28 Kilo ve bu kilonun üstüne de çıkamıyor. Ayrıca dünyanın en çirkin kadını olarak etiketleniyor. Fakat 25 yaşında ve 3 kitap yazan Lizzie en çok okunan motivasyon kitaplarına sahip. Ayrıca yakında hayatının filme çekilmesi de planlanıyor. (http://www.yeniisfikirleri.net/lizzienin-ornek-basari-hikayesi-film-oluyor)





Şimdi bu kadar konuştum ama aslında bütün bunlar kısa bir cümle içindi; hepimizin zihninde hayali zincirleri ve cam kavanozları vardır. Bunları bilip kırabilirsek işte o zaman ilerleyebiliriz. Ben demiyorum ki hepimiz yeni şeyler yapıp üretelim. En basitinden öğrenilmiş çaresizliği aşabilmek bize daha nitelikli bir yaşam sunar.







2 yorum:

  1. çok güzel bir yazı teşekkürler.... http://yeniisfikirleri.org

    YanıtlaSil
  2. Yorumunuz için ben teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil