11 Ekim 2017 Çarşamba

BİLİNÇALTINA AÇILAN KAPILAR: RÜYALAR ve FREUD

 
“Masum rüyalar… Kuzu postuna bürünmüş birer kurttur. Bunları çözümlemeye kalkıştığımızda göründüklerinin tam tersi gibi oldukları ortaya çıkar.”
                   Sigmund Freud



Rüyaların gizli psikolojik anlamlar içerdiği teorisi ilk kez 20. Yüzyılda Sigmund Freud tarafından ortaya atılmıştır. Freud rüyalardaki simgelerde önemli bilinçdışı malzemenin yattığını belirtmektedir. Freud’a göre bilinçaltı dürtüleri sonsuza dek bastırılamaz ve bu nedenle rüyalar bu dürtüleri simgesel olarak dışa vururlar.

Freud’un rüyaların neden gizli anlamlar içerdiğini düşündüğünü anlamak için onun kuramından birkaç kavramı anlamak gerekir. Freud’a göre kişiliğin yapısı üç bölümden oluşur bunlar “id”, “ego” ve “süperego” dur. İd insanın en temel arzularını temsil eder (cinsellik ve saldırganlık) ve hemen doyum ister. Süperego ise ahlakçı kısmımızdır ve devamlı sınırlama ve yasak getirir. Fakat her iki yapıda mantıktan yoksundur. Ego bunların arasında ki dengeyi kurarak mantık rolünü üstlenir ve idin isteklerini süperegoyu rahatsız etmeden gidermeye çalışır. Rüyalarda da günlük hayatta egonun bastırarak engellediği ve bilinçaltına gönderdiği bazı istek ve dürtüler gizli anlamlarla su yüzüne çıkar. Ego burada bir nevi sansürcü görevini üstlenir ve egoyu korumaya çalışır.
,
Freud’a göre rüya; ruhbilimsel bir teknikle düşlere yaklaşıldığında, her düşün bir anlamı vardır ve uyanıklık yaşamın zihinsel etkinlikleri arasında kayda değer bir yere yerleştirilebilecek ruhbilimsel bir yapıdır. Düş yorumunun önemi küçümsenemez. Bu yorum kişiye içinde var olan ancak uyanık durumdayken farkına varamadığı duygu ve düşünceleri hakkında bilgi verir. Rüya yorumu, ruh dünyasının bilinmeyen yönlerinin tanınmasında bir Kral Yolu (Via regia)’dur.

Freud’da rüyaların ilk planda göze çarpan (manifest) anlamlarının dışında, bir de gizli (latent) anlamları vardır. Freud’cu rüya yorumu, rüyaların bu çift yönlü ilişkisini araştırır. Rüyanın gizli anlamı, “rüya sansürcüsü” tarafından çeşitli metotlar ile örtülür ve rüya kişiye bu sansürlü haliyle sunulur. 

Gelin şimdi rüyalarda ki sembolik içeriklerden bir kısmını inceleyelim. Freud’a göre insan biçiminin bir tüm olarak tipik temsili rüyalarda evdir. Düz duvarlı evler erkekleri, balkonları olan evler kadınları temsil etmektedir. Düşlerde ana babalar, kral kraliçe veya imparator ve imparatoriçe olarak görülürler. Kız kardeş ve erkek kardeşler rüyalarda böcekler veya küçük hayvanlar şeklinde simgeleştirilirler. Doğum sudan çıkma, suya düşme sudan kurtarılma gibi suyla bağlantılı şekillerde temsil edilir. Ölmek yolculuklarla özellikle tren yolculuğu ile sembolize edilirler. Çıplaklık ise giysi ve üniforma ile temsil edilir. Bunun gibi birçok örnek verilebilir.

Şimdi bir rüya olgusu üzerinden Freud’un modelini kullanarak yapılan yorumu inceleyelim.

Rüya

Rüyayı gören kişi nereye gittiğini bilmeden, fiziken ve zihnen yüklü bir durumda metroda gitmektedir. Rüyayı gören kişinin birkaç torbası ve evrak çantası vardır. Kadın dikkatinin başka bir yere gitmesine müsaade eder, torba ve çantasını bırakarak ilgisini çeken her neyse onun peşine düşer. Koltuğuna döndüğünde evrak çantası gitmiştir ve ardından böyle bir şeyi yaptığı için kendine çok kızar. Büyük bir korku hisseder.

Yorumlama

Burada çeşitli dürtülerin nasıl temsil edildiğinin incelenmesine yönelik bir vurgu vardır. Rüyaların farklı nesneleri farklı anlamlara sahiptir. Yeraltı tüneli, anal dürtünün bir sembolüdür. Tren fallik bir semboldür. Evrak çantası iğdiş edilmeyi temsil eder ve aynı zamanda vajinal bir temsildir. Rüyanın ilişkisel kısmı daha az önemlidir. İnsanlar kendileri için önemli değildir, fakat onlar dürtüler ve savunmalarla ilgilidir. Rüyadaki insanlar arzunun ve cezanın nesneleri olabilirler. Rüyada ki çatışma kayıp evrak çantası, kendini eleştirme ve ima edilen ceza korkusu üzerinedir. Arzuya sahip olma ve bunun sonucunda ne olduğu dürtü modelinin rüya yorumunda önemli bir temadır.

Yukarıda ki örnekte de olduğu gibi Freud’un rüya yorumunda genel semboller vardır. Fakat günümüz terapistleri rüya yorumunu danışanın özgül alanı çerçevesinde danışanla birlikte gerçekleştirirler. Genel semboller ya da kavramlardan çok danışanın algılayışı rüyanın anlamını şekillendirir.


KAYNAKÇA
Evginer, N.( 2010). Psikolojik ve Dini Bir Fenomen Olarak Rüya. Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimeler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı. Konya.
Sharf, P.S. (2014). Psikoterapi ve Psikolojik Danışma Kuramları: Kavramlar ve Örnek Olaylar. Ankara: Nobel.
http://psikolektif.com/derinlemesineanaliz/freud-ruyalar/




Psikolojik Danışman

Muhammet KAZANCI

2 yorum:

  1. Merhaba..
    Enteresan bir rüya yaklaşımı varmış Freud'un.Oldukça ilginç.Ama ben günümüz terapistlerine katılıyorum.Sembollere anlamını veren bizim algı ve kabullerimizin olduğunu düşünüyorum.
    Başarılar dilerim...

    YanıtlaSil