-“Kendi
yıkımını hazırlayan insan kendini yabancılaşmış, sapına kadar yalnız hisseder.
Toplumun dışındadır. Kendi kendine şöyle der: “deliriyorum galiba”. Anlamadığı
şudur: Toplum da tıpkı kendisi gibi büyük zarar ve felaketlerden karlı çıkar.
Bu savaşlar, kıtlıklar, su baskınları ve depremler çok belirli gereksinimleri
karşılarlar. İnsanlar kaos ister. Doğrusu buna gereksinimleri de vardır.
Durgunluklar, çatışmalar, halk hareketleri, cinayet, hepsi korkunç. Ölüm ve
yıkımın yarattığı bu karşı konulmaz orji durumunun içine çekilmişiz neredeyse.
Hepsi içimizde. İçinde olmaktan zevk alıyoruz. Tabii ki medya tüm bunlara üzgün
bir yüz takınır, bunu, onları büyük insan trajedileri kılıfına sokarak yapar.
Ama hepimiz medyanın işlevini biliyoruz, dünyadaki kötülükleri yok etmeye
çalışmaz, onun görevi bu kötülükleri kabul etmemizi ve onlarla birlikte
yaşamamızı sağlamaktır. İktidarın bizden istediği edilgin gözlemciler
olmamızdır. Ve onlar bize başka bir seçenek vermezler. Arada sırada bütünüyle
simgesel değerde bir katılım eylemi olan oy vermenin dışında tabii. Sağcı bir
kukla mı yoksa solcu bir kukla mı olmak istersin?" (Hayata Uyanmak Filminden)
-"Bu,
gezegene renkli bir kalem kutusuyla gelmeye benziyor. Kutunuz 8’li ya da 16’lı
olabilir. Ama önemli olan kalemlerle ve size verilen renklerle ne yaptığınız.
Çizgilerin içini ya da dışını boyadım diye üzülmeyin. Çizgilerin dışını boyayın
derim ben. Sayfanın dışını boyayın." (Hayata Uyanmak Filminden)
-Psikolojiyle
ilgilenen biri olarak kendini tanımanın nasıl olabileceği üzerinde çok
düşünmüşümdür. Ama sorun şu ki kendini tanımak tek başına olabilecek bir
durum gibi görünmüyor. Başkalarıyla gerçek manada bir karşılaşmanın (gerçek
derken, “merhaba” “nasılsın” gibi günlük dile yerleşmiş söylemek için söylenen
cümlelerle değil ) kendi kişiliğimize açılan pencereler olduğunu düşünüyorum.
-Daha
önce hiç cenaze gördünüz mü? Ölüm insana hayatın sınırlı olduğunu
ve yaptığımız her şeyin bu dünyadan silinip gideceğini
hatırlatır. Ölümle karşılaştığımızda “saçmalığı” yaşarız. Ama ölümün biz
insanlar için çok büyük bir yararı da söz konusudur. Hayatımızdaki para ve
mevki gibi boş tatmin araçlarının anlamsızlığını görmemize ve önceliklerimizi
yeniden düzenlememize yardımcı olur. Ölüm hayata “saçmalıkla” birlikte aynı
zamanda “anlamda” katar.
-"Sana
ne söyleyebilirim ki saygıdeğer kişi? Olsa olsa kendini aramaya fazla değer
verdiğini mi? Aramaktan bulma fırsatını bir türlü yakalayamayacağını mı ? Bir
kimse arıyorsa, gözü aradığı şeyden başkasını görmez çokluk, bir türlü
bulmasını beceremez, dışarıdan hiç bir şeyi alıp kendi içine aktaramaz, çünkü
aklı fikri aradığı şeydedir hep, çünkü bir amacı vardır, çünkü bu amacın
büyüsüne kapılmıştır. Aramak bir amacı olmak demektir. Bulmaksa, özgür olmak,
dışa açık bulunmak, hiçbir amacı olmamak. Sen, ey saygıdeğer kişi, belki
gerçekten arayan birisin, çünkü amacının peşinde koştuğundan hemen gözünün
önündeki bazı şeyleri pek görmüyorsun." ( Siddhartha kitabından)
-Hepsi için
de ırmak, yolculuk sırasında karşılaşılan bir engelden başka şey değildi. Para
pul, iş güç peşine düşmüşlerdi, düğün derneklere seğirtiyor, hac yerlerini
ziyarete gidiyorlardı ve ırmak bir engeldi yollarının üzerinde, kayıkçı da onları
bir an önce bu engelin üzerinden aşırmak için vardı. Binlerce kişinin arasında
pek azı, topu topu dört ya da beşi için ırmak bir engel olmaktan çıktı, bu
insanlar ırmağın sesini işittiler, ırmağın sesine kulak verdiler.
_Sen de ırmaktan öğrendin mi o gizi, zaman diye bir şey olmadığını?
_Senin demek istediğin şu olacak sanırım: Irmak aynı zamanda her yerdedir, kaynadığı yerde, döküldüğü yerde, çağlayanda, kayıkta, akıntı yerinde, denizde, dağda, aynı zamanda her yerde ve onun için yalnızca şu an vardır, geçmişin gölgesi diye bir şey bilmez ırmak, geleceğin gölgesi diye de bir şey bilmez.( Siddhartha kitabından)
-Siddhartha
ve Govinda, Savathi kentinde Jetavana korusunda, Buddha’yı buldular. Govinda,
Buddha’nın öğretilerinden hemen etkilenerek ona katıldı. Oysa Siddhartha
Buddha’ya şunları söyledi:
"Sizin
Buddha olmadığınız, binlerce Brahmin’in, Brahmin oğlunun ulaşmaya çabaladığı en
yüce ereğe ulaşmadığınız bir an bile geçmedi aklımdan. Bunu kendi arayışınızla
kendi yolunuzda, düşüncede yoğunlaşmayla, bilgiyle, aydınlanmayla yaptınız.
Öğretilerden hiçbir şey öğrenmediniz; ben öyle düşünüyorum ki Ey Yüce Kişi
öğretilerle kimse kurtuluşa eremez. Ey Yüce İnsan, aydınlanma anında size neler
olduğunu sözlerle ya da öğretilerle anlatamazsınız kimseye. Aydın Buddha’nın
öğretileri çok şeyi içeriyor, çok şeyi, dürüst yaşamayı, kötülükten kaçınmayı
öğretiyor. Ama bu açık, değerli öğretinin içermediği bir tek şey var: onda Yüce
Kişi’nin kendi yaşadıklarının, yüzbinlerce kişi içinde yalnız onun yaşadıklarının
gizi yok. Sizin öğretilerinizi dinlediğim zaman bunu düşünüp bunu anladım. İşte
bunun için gideceğim kendi yoluma; daha başka, daha iyi bir öğreti aramak için
değil; çünkü biliyorum ki yok böylesi; tüm öğretileri, bütün öğretmenleri
bırakıp kendi ereğime yalnız başıma ulaşmak - ya da ölmek - için. Şu var ki bu
günü, gözlerimin gerçekten ermiş bir insan gördüğü şu anı hep anımsayacağım, ey
Yüce İnsan. Size katılanların, hepsinin öğretileri izlemesidir dileğim.
Ereklerine ulaşmalarını dilerim. Başka bir yaşamı yargılamak bana düşmez. Ben
kendi yaşamımı yargılamalıyım. Ben, benimden kurtulmaya çalışıyorum. Ey Yüce
İnsan, ben sizin izleyicilerinizden biri olsaydım, korkarım bu ancak yüzeyde
böyle olacaktı; huzurluyum, kurtuluşa erdim diye kandıracaktım kendimi, oysa
aslında Ben’im yaşamaya, büyümeye devam edecekti; çünkü Ben’im, sizin
öğretilerinize, size, keşişler topluluğuna olan bağlılığıma ve sevgime
dönüşecekti.”( Siddhartha kitabından)
Çizgilerin dışını boyamaya gayret eden sayfanın dışına çıkmaya çalışan biri olarak, kendimi buldum yazıda. Nasıl oldu da izlemedim bu filmi, HAYATA UYANMAK .... Elinize sağlık
YanıtlaSilBende çizgilerin dışını da boyamaya çalışan biriyim yorumunuz için teşekkür ederim:) filmin senaryosu ilginç izlemenizi öneririm görüntü olarak biraz sıkıyor ama sonunda iyiki izlemişim diyorsunuz
YanıtlaSilPazar günü yapılacaklar listeme eklendi bile:)
YanıtlaSil